BENİM ADIM TEMPLE GRANDIN. BEN DİĞER İNSANLAR GİBİ DEĞİLİM. RESİMLERİ DÜŞÜNÜYORUM VE ONLARI BİRLEŞTİRİYORUM.
Herkese Merhaba
Bugün sizlerle Imdb puanı 8,3 olan Temple GRANDIN filmini inceleyeceğiz. Puanının hakkını veren bu film, hayata ve çevremizdeki farklılıklara olan tutumlarımıza karşı bizde soru işaretleri oluşturuyor.
Sarılma hayatımızın ne kadarında etkili?
Zorluklarla nasıl ve ne dereceye kadar mücadele edebiliyoruz?
Hayallerimize inancımız ve cesaretimiz ne kadar?
Peki bizler dünyayı nasıl görüyoruz?
Bu soruları düşünürken aynı zamanda otizm hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz.
TEMPLE GRANDIN KONUSU
Otistik bir kadının geliştirdiği projelerle hayvancılık sektöründe çığır açmasını konu alan bir GERÇEK HAYAT biyografisi.
Doğuştan otistik olan Temple Grandin lise çağlarına kadar okulda zor zamanlar geçirir ailesi ve öğretmenlerinin yardımıyla eğitim yaşamı devam eder. Yazları teyzesinin çiftliğinde çalışan Grandin büyükbaş hayvanlara karşı ilgi duymaya başlar ve üniversitede ihtisasını bunun üzerine yapar. Geliştirdiği projelerle toplumsal hayattan kendini soyutlayan birçok otistik için de umut olur.
YÖNETMEN: Mick Jackson
OYUNCULAR: Claire Danes (Temple Grandin), Julia Ormond (Anne), David Strathairn (Profesör Carlock)
TÜR: Biyografi, dram
LİTERATÜRDE OTİZM NEDİR?
Kelime anlamı içe yöneliklik olan otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında meydana gelen karmaşık nöro gelişimsel bir bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı sanılmaktadır.
FİLMDE OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU NASIL İŞLENMİŞTİR?
Temple, dört yaşına kadar konuşamadığı için annesi onu bir doktora götürmüştü. Doktoru hastalığını teşhis etmek için şu soruları sordu: ’’ Diğer çocuklarla oynamakla ilgileniyor mu? Oyuncaklarıyla veya bebekleriyle oyunlar oynuyor mu?’’ Temple sadece bir şeyleri yırtmakla ilgileniyor ve iletişim kurmayı reddediyordu. Bunun üzerine Temple’ın çocuklara yönelik bir şizofreni hastalığı olduğunu ve hiç konuşmayacağını iddia ederek bir kuruma yatırılması gerektiğini söyledi.
Temple’ın ilk kelimelerini kaçırmak istemeyen annesi hastaneye yatırılmasını reddederek bu hastalığın nedeninin ne olduğunu ve nasıl iyileşebileceğini sordu yanıtı ise ağır olmuştu. Çocuğun anne ile arasında bağ kopukluğundan kaynaklanabileceği, çocuğun fiziksel ilgiye ihtiyaç duyduğu zamanda annenin soğuk ve ilgisiz davranmasının sebep olduğu iddia ediliyordu.
Filmin ilerleyen sahnelerinde ise otizmli bir bireyin hızlı konuşup sık tekrarlar yaptığı Temple’ın deyimiyle dönme alışkanlığın kötü bir şey olmadığı aksine sarılmayı telafi ettiği aktarılıyor.
Otizmlilerin EĞİTİM HAYATI
Elbette zorlu bir eğitim hayatı vardı. Resimlerle düşünüyor ve bazı dersleri anlayamıyordu. Şanslıydı ki çok sevdiği bir fen öğretmeni vardı ve Temple’daki görsel yeteneği fark etmişti. Temple arkadaşlarını anlayamıyordu aslında arkadaşları da onu anlamıyordu. Temple’ın deyimiyle mutlu olduğu halde ’Neden bu kadar huysuzsun?’ diyorlardı. Üniversitede ise bir görme engelli oda arkadaşı olmuştu. İlk kez birine temas etmişti ve bu arkadaşının yaptığı projesini görmeye değer tek kişi olduğunu düşünüyordu.
SARILMA KUTUSU
Yaz tatilinde teyzesinin çiftliğinde çalışan Grandin, hayvanlara karşı büyük bir ilgi besledi. Belki de insanlarla kurmadığı iletişim ihtiyacını bir şekilde hayvanlarla ilgilenerek karşılıyordu. Keza bunu yatılı okula gittiğinde kimsenin yaklaşmak istemediği ama aslında sarılmayı seven bir at olan Chesnut ‘ın kendi atı olmasını istemesinden de çıkarabiliyoruz. Bir gün ineklerin aşılanması için yapılan sıkıştırma mekanizmalı bir sistemin içinde ineklerin rahatladığını fark etti, aynı makineyi kendisi için denediğinde bunun gerçekten işe yaradığını anladı ve benzer bir aleti kendisi için yaptı.
Ancak bir sorunu vardı. Bu aleti okuluna kabul ettirmesi gerekiyordu. Bunun için gayet başarılı bir deney yaptı. Deneyde makinenin nasıl hissettirdiğini soruyordu şıklar şöyleydi:
A) Klostrofobik B) Daralmış C) Fark yok D) Rahatlamış E) Gevşemiş
-SPOİLER- Deney sonucunda makineyi odasına kabul ettirdi mi?
DÖNÜM NOKTASI
Temple Grandin, hayvanlar için iyi olanın insanlar içinde iyi olacağına inanıyordu.
Hayvan besiciliği bölümüne girdiğinde inekleri incelemek için gittiği çiftlikte onların çok gürültülü mö’lediklerini ve daireler çizerek yürüdüklerinde rahatladıklarını fark etti. Grandin’in otizmi hayvanları anlamasına yardımcı oluyordu. Hayvanlara saygı göstermemiz gerektiğine inanan Grandin onların daha huzurlu ortamda kesilmesi için yarım daireler şeklinde bir platform tasarladı.
KAPILAR
Temple için çoğu zaman kapılar bir işkence gibiydi bu gerçek sorun ile kapıları metaforik olarak kodlamayı başaran Grandin, izleyiciye bu yolla bir çok şey aktarıyor. Kapıları kullanarak yaptığımız şey bir yere girmek veya oradan çıkmak değil. Asıl ilişkimiz, hayatın birçok fırsatına ya da şansızlığına geçişimizdir.
OTİZMLİ ÇOCUKLARIN AİLELERİ İÇİN
Otizmli çocukların ailelerine büyük bir görev düşüyor. Filmde izleyeceğimiz örnek anne büyük bir inançla bize pes etmeden mücadele ederek otizmli bir çocuğun aslında ne gibi mucizelere sebep olabileceğini gösteriyor. Anne kelime kelime konuşmayı öğretip konuşmaya başladığındaysa okula göndermiştir. Koyduğu kurallarla Temple’a hayatta tek başına kalmayı öğretmiştir.
ASLOLAN TEMPLE GRANDIN
Temple Grandin; Burger King, Mc Donalds gibi restoranlara ürün sağlayan çiftliklere danışmanlık yapıyor.Kendisi dünyada tanınan en başarılı otistiktir. The Way I See It, Thinking in Pictures, The Autistic Brain gibi kitaplara da imza atmıştır. Şu anda Colorado Üniversitesi’nde hayvan bilimi profesörü olarak görev yapmaktadır. Time dergisinin 2010’un En Etkili 100 İsmi Kahramanlar kategorisinde yer almıştır.
Sarılma makinesi mucidi Grandin bu aletin bir şeyleri tamir ettiğini söylüyor. Filmin mezuniyet sahnesinde gösterildiği üzere makine sayesinde sevginin ve şefkatin ne olduğunu hissettiğini belirtiyor .
SON OLARAK
UNUTMAMALIYIZ Kİ…
BİLMELİYİZ Kİ ONLAR EKSİK DEĞİL FARKLILAR.
BİLMELİYİZ Kİ BU YOLDA DESTEĞE İHTİYAÇLARI VAR.
